21 Ekim 2009 Çarşamba

Miracelo..!

Elimde televizyon kumandası, yanımda da bilgisayar. Televizyonu kapatıp, çektim bilgisayarı yamacıma. Şeytan dürttü sanırım. Beşiktaş maçını izlemek yerine internetten Real Madrid - AC Milan maçını izlemek başarılı bir seçim oldu.

Haftasonu Milano'da ilk yarısını 1-0 geride kapattığı Roma karşılaşmasının ikinci yarısında bulduğu 2 golle Seria A'daki kötü gidişe son vermişlerdi.

Benim de dahil olduğum çoğu futbolsever, Real Madrid karşısında hiç şans tanımıyordu Milano ekibine.

Ronaldo'suz da olsa Real Madrid'in Milan'ı eli boş göndereceğini düşünüyorduk.

Ama AC Milan 4 gün içinde iki adet mucizeyi imza atmayı başardı. İlk yarısını yenik kapattığı Real Madrid karşısında ikinci yarıda önce Pirlo ile beraberliği yakaladı, golden 4 dakika sonra ise Pato ile öne geçti. Milan'ın öne geçmesiyle oyunun tansiyonu bir anda yükseldi. Tartışmalar, kavgalar, dövüşler derken Real Madrid'in kurduğu baskıya sadece 10 dakika dayanabildi Leonardo ile futbolcuları ve Drenthe'nin golüne engel olamadılar.

Dürüst olmak gerekirse, maç 2-2'ye geldiğinde ibrenin Real Madrid'den yana döndüğünü düşünmeye başlamıştım. Zaten oyun da bu yöne doğru gidiyordu. Ama 88. dakikada Pato'nun volesi Madrid'de soğuk duş etkisi yaptı. O kadar soğuk bir duştu ki bu Pellegrini dahil Santiago Bernabéu'daki bütün Real Madridliler dondu kaldı. Koskoca stadyumda sadece bir avuç Milano'nun gol sevinci duyuluyordu.

Tanrıların Leonardo'nun yanında olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. AC Milan'ın Real Madrid karşısında kaleyi bulan dört şutundan üç tanesi ağlarla buluşurken, Real Madrid'in kaleyi bulan 10 şutunun olduğunu hatırlatmak gerekir.

Kim ne derse desin, bunun adı Miracelo (*mucize)...

Bu güzel maçı CNN Türk'ten yayınlamak yerine D-smart denen platformdan yayınlayıp herkesi muhteşem bir futbol gecesinden mahrum eden Doğan Grubuna sevgilerimi iletmeyi de unutmamak gerekir.

Hiç yorum yok: