9 Aralık 2009 Çarşamba

Kargalar Soğuk Havada Donarmış...


Sivas maçından hemen sonra söylemiştim, Mustafa Denizli'ye karşı hislerim liseli çocukların aşkı gibi olduğunu. İlk iki gün çok seviyorum ama üçüncü gün nefret ediyorum. Üzülmez'i kıskanıyor ve kendisine "deli" denmesini istiyor sanırım.

Maç için analiz yapmaya gerek var mı bilmiyorum açıkçası. Toraman gözümüzün içine baka baka stoperlerin arasına sıkıştı Dzagoev’i takip edeyim derken, Denizli'de Necid-Krasic-Dzagoev üçlüsünden o kadar korkmuş ki Manchester deplasmanına çıkar gibi 7 defans oyuncusu sürdü sahaya. Her ne kadar İbrahim Kaş sağdan bindirmeye heveslisi olsa da oyun okuma kabiliyeti yerlerde süründüğü için ilk golü o ve takipçi Toraman sayesinde yemiş olduk.

Böylece bakkaldan enerji içeceklerini söyleyip, Absolut'a sarılmanın zamanı gelmişti ki Tello İngiltere deplasmanında attığı golün çok daha kolayını Dolmabahçe'de kaçırıverdi. İçki masasına yönelirken bir anda birbirimize sarılıyor olacaktık o pozisyonda golü atabilseydi.

CSKA'nın doping soruşturmasından sonra bu kadar moralli oynaması beni şaşırttı açıkçası. Bir sezonda 3 teknik direktör ve doping skandalları ülkemizde bir takımın başına gelse futbolcuların eminim maçla ilgisi falan olmazdı. Buna ek olarak teknik direktörünün Beşiktaş'ı çok iyi seyrederek maça başlaması (orta sahasını çözmüştü Beşiktaş'ın) oyunun belli bir kısmında Rüştü ile başlayan 50 metrelik oyun sahasında 7-8 Beşiktaşlı oyuncu görmemize neden oldu. Üstüne de Ernst-Fink ikilisi kilitlenmiş bir Beşiktaş izlemek işkencenin hallicesiydi Soğuk duş olarak bir de İnceman değişikliğini yapınca Denizli king tabiriyle "Rıfkı" yı yemiş olduk.

Artık bir gerçeği görmek lazım. Bu takımın gol pozisyonuna girme sıkıntısı yok ama gol atmayı becerememe sıkıntısı var. 10 metre ve altındaki mesafelerden kaleyi bulamayan veya kalecinin üstüne vurulan şut sayısı korner sayımızı geçiyor bazı maçlarda. Sezon başında da söylemiştik. Evet belki Porto ve Lyon ile güzel maçlar çıkarıp Şampiyonlar Ligi'ne hazırlandık ama biraz da Avrupa'nın düşük lig takımlarıyla oynayıp gol idmanı yapmak gerekliydi.Hazırlık maçı da olsa antremandan daha etkilidir gerçek doksan dakikalar.

İbrahim Üzülmez Krasic muhabbeti uzun süre unutulmaz heralde. , (muhabbet diyorum çünkü gülüşmeye bile başladılar bir ara) sonradan öğrendik ki Krasic, transferi hakkında konuşmuş Üzülmez ile :). Liverpool'a transfer olmak istiyormuş ama CSKA izin vermiyormuş vesaire vesaire..

Hiç yorum yok: