20 Ağustos 2009 Perşembe

60 milyon sterlin mi? (!)

Galatasaray'ın bir sezon Premier League altında geçirmesini çok isterdim. Ama neden İngiltere sorusu akıllara geliyor hemen. Dün akşamki Burnley - Manchester United maçında tekrar aklıma geldi bu soru. Neden İngiltere Premier League, neden Seria A ya da Bundesliga değil veyahut La Liga? Premier League cevabına ulaşmak için öncelikle diğer liglerin nerede kaybettiklerini yazacağım.

Ligue 1

Fransa liginin güzel tek bir tarafı yok bence. Sıkıcı, bunaltıcı, insanın ömründen 90 dakikaları teker teker çalan bir lig. (ps: S.Etienne maçları hariç)

Seria A

Ben bu ligi severim aslında. Temposuz maçlar olur ama bu maçlarda kemik sesleri duyulur. Teknik direktörler akıllıdır, futbolu bilir ve oyunu çok iyi kitlerler. Seria A'nın elenmesinin sebepleri öncelikle efsanevi tribünlerden eser kalmaması. Turkcell Super Lig gibi seyirci sayısındaki büyük düşüş ve en önemlisi İbrahimoviç'in bu ligi bırakması. Bu konu hakkında bir yazı yazmayı düşünüyorum aslında. Dünya futbolu içinde en çok beğendiğim hatta taptığım adamdır aktif futbolcular içinde. Ama gel gör ki, taptığım adam sevmediğim, antipati duyduğum Barcelona formasını geçirdi üstüne. Off oofff, tam efkarlık...Sevgilinin seni terkedip düşmanınla çıkması gibi bir şey olsa gerek... Neyse, kısacası Calcio Seria A da elendi.

Bundesliga:

Almanya'da futbolun iki güzel tarafı var. Bunlardan birincisi, yayıncı kuruluşun çok başarılı olması. Maçlardaki kamera açılarılarının yönetimini çok iyi becerdikleri için hiç bir pozisyonu kaçırmıyorsunuz. Zaten bu konudaki başarıları 2006 dünya kupası ile tescillendi. İkinci ve en önemli nokta taraftarlar...

Ligin en kalbur üstü takımlarının da, ligin dibine demir atmış takımlarında seyirci destekleri destansı. Takımlarını hiç bir zaman yalnız bırakmıyorlar. Bundesliga maçlarını izlerken tribünlerde boşluk bulmak neredeyse imkansız. Belki bu sene tribünlerde boşluk olabilir, bilmiyorum çünkü TRT'nin berbat görüntğ kalitesi ve spikerleri sayesinde bu ligi takip etmeyi bıraktım.

Ancak, ligdeki oyuncu kalitesinin düşük olması, özellikle son 2 sezondur temposuz maçların sayısının artması Bundesliga'ya Premier League'nin gerisinde bırakıyor.

La Liga

Bu sene bu ligi izlemek zevkli olacak aslında. Seyirci sayısında gözle görülür bir artış var son bir kaç sezondur. Oynanan futbolun kalitesi için de aynı şeyleri söylemek mümkün. Real Madrid'in yaptığı çılgın (bknz: hayvani) transferler, Barcelona'nın oynadığı uzay futbolu, Valencia kadrosu, Bask, Katalan, Madrid üçgeni içindeki çekişmeler... Hepsi ligin artıları arasında. Ancak, ligin ilk 6-7 sırasının oluşturan takımların maçlarının Turkcell Süper Lig maçlarından hiç bir farkı yok. İşte bu yüzden La Liga için de koca bir çarpı koyduk.

Premier League

Adamlar yapıyor kardeşim. Lig her anlamıyla muhteşem. Bundesliga'yı aratmayan bir taraftar kitlesine (tek dezavantajları genelde tek bir tezahurata sahip olmaları; Come on Chelsea, Arsenal, Burnley... vb.) sahipler. Oyuncu kalitesi Premiera Liga gibi üst seviyede, maçlardaki görüntü kalitesi, maçın yönetimi de çok başarılı ama en önemlisi temponun yüksek oluşu. Gerçekten de futbolun beşiğidir İngiltere. En alt ligden en üst lige karar, tempolu oynarlar futbolu. Kanatları en iyi kullanan ekolün torunlarıdır her biri. Kanat futbolunu onlardan daha iyi kimse oynayamaz (messi'nin varsa o ayrı tabi). Lig yönetimi, bu ligin pazarlamasını çok başarılı yapıyorlar. Yayın hakları, telif hakları derken, ligin saygınlığı artarken, kulüpler de kasalarını dolduruyorlar. Takımların forma reklamlarından, taraftar shop'lardan kazandıkları da bunların cabası... Adamlar, yapıyorlar kardeşim dedirtiyorlar resmen. Premier League'e ayak bastı parası olarak 60 milyon sterlin vermek nedir ya?. Şampiyonlar ligindeki ayak bastı parasının yaklaşık 6 katı. İşte bu yüzden seviyorum bu ligi. Galatasaray'ın 1 sezon bu ligde oynamasını ister bu deli gönlüm. Tempolu bir lig, dolu stadlar, GS Store'dan gelecek paralar... Bir de ayak bastı parasını verirlerse, al sana borçsuz bir Galatasaray :).

Hiç yorum yok: