25 Şubat 2009 Çarşamba

El Niño


Torres sonunda Madrid sokaklarında.

Şampiyonlar Ligi Grupları belli olduğunda Atletico Madrid ile Liverpool'un aynı grupta olması, ilgi çekici ve bütün dünyanın dikkatle izleyeceği maçların oynanacağına işaret ediyordu. Bir tarafta futbolu öğrendiği, Torres'i Torres yapan eski takımı Madrid ekibi, bir taraftan vücudunda dövmesini taşıyacak kadar çok sevdiği yeni takımı Liverpool.

Heyecanla beklemiştim bu karşılaşmaları. Kura çekiminde iki hafta arayla iki maç yapacak olmaları da heyecanımın geçmesine dur diyecek, daha da artmasına neden olacaktı şüphesiz.

Ama ne olduysa Madrid kentinde oynanacak ilk maçtan önce oldu. Torres'i Vicente Calderón'da izleme hevesim kursağımda kaldı. Torres'in sakatlık haberi yıkmıştı adeta beni. Biramı alıp, çerezimle Ertem Şener'e rağmen muhteşem maçlar beklerken beni, bir anda ne bira ne çerez ne de muhteşem maçlar kalmıştı elimde avucumda. Kalan tek şey muhteşem(!) yorumlarıyla, Ronaldinho fanatiği Ertem Şener olmuştu.

Kendimi, Torres'in sakat olmasına rağmen Madrid'e giderek Vicente Calderón'da seyirciyi selamlayacağını görme umuduyla avutuyordum. Ama Torres, sakatlıktan 3 gün erken dönme pahasına, Madrid başkanı Cezero'nun davetini geri çevirerek sakatlığının daha çabuk iyileşmesi için uçağa binmemesi gerektiğini belirttiğinde, Madrid seyircisinin gözünde efsane olma şansını azalttı diye düşünmüştüm.

Madrid'in oynayıp Liverpool'un izlediği ilk maç, 1-1 ile bittiğinde aklımda kalan tek sahne ise, maç bitiminde Madrid tribünlerinden Torres tezahüratlarının yükselmesiydi.

3 günün hesabını yapıp Madrid'e gitmeyen Torres için evdeki hesap çarşıya uymasa gerek ikinci maçta da sakatlığı nedeniyle oynayamadı. O maçta ise Atletico'nun her şeyi ile hakettiği maçta Gerrand'ın "Tanrı'nın Eli" ile attığı beraberlik golünde, televizyon Torres'in nasıl sevindiğini gösterdiğinde, Torres için hayatın artık sadece Liverpool olduğunu görmüş oldum.

Torres rötarlı olarak Madrid sokaklarında dolaşıyor 2 gündür. Ama bu sefer ne kendisini Torres yapan Vicento Calderón'da, ne de kendisini taparcasına seven Atletico taraftarı karşısında oynadı futbolunu.

Kendisini, Atletico seyircisine affettirmek için iki önemli fırsat geçmişti eline. Birincisini çok kötü kullandı:

Atletico Madrid kariyeri boyunca tek bir gole imza atamadığı Santiago Bernabéu'da yine boş geçti ve geleneği bozmadı.

Oyundan çıkarken Benitez'e bakışları moral bozukluğunu anlatmaya yeterliydi.

Liverpool 82.dk'da bulduğu golle Robben'e atamazsan biz atarız dedi ve aldı 3 puanı, koydu cebine, gidiyor evine.

Bakalım, Anfield Road'taki rövanş maçında Madrid karşısında gol ya da gollerle bulaşabilecek mi "The Kid"?

Hiç yorum yok: