İş hayatında gerçekten de insan aklının sınırlarını zorlayan bir yoğunluk yaşıyorum son 3 haftadır. Gece 2'lere, 3'lere kadar ofiste, karşımında bilgisayar, elimde telefon ile işleri toparlamaya çalışıyorum. Ama işleri toparlayacağım derken, hayatımdan 3 haftalık bir zaman daha kayıp gidiyor, engel olamıyorum. Hayatla bağlantı hattı kısa devre yaptığı için futbolla ilgili haberleri de kaçırıyorum. Mesela Bilica'nın kazı çalışmalarına katıldığını, Mourinho'nun Barca'yı dağıtıp evine geri gönderdiği maçın skoru, Arda'nın canlı manken Caner üzerinde oluşturduğu artistlik çalışmasını hep sonradan öğreniyorum.
İşte bu dönemde, bu sayfalara futbola dair bir kaç kelamın yer aldığı yazıları da gönderemez oldum.
Ama geçecek biliyorum, güneşi Haziran 15 itibariyle göreceğim. O günden sonra blogda o kadar çok yazı yazacağım ki, belki de sıkılıp yeter ulan diye bağıracaksınız. Ama o güne kadar affınıza sığınarak, arada bir, bir kaç yazı taşıyabileceğim bu satırlara.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder