Bir futbolsever, bir Galatasaraylı ve bir fanatik olan bendeniz için sezonun en güzel zamanlarıdır derbi maçlarının olduğu hafta sonları. Fenerbahçe'ye ister yenilelim ister maçı galip bitirelim farketmez benim için. O maçlar öncesinde yaşadığım özlem, maç gününün gelmesi için sabırsızca geri sayım, maç günündeki heyecan, maç sırasındaki stres ve maç sonunda hüzün ya da sevinç. Futbolun sadece bir oyun olmaktan çok hayatımın önemli bir parçası olduğunun en önemli sebepleridir bunlar.
Hayatımızın o kadar önemli bir parçasıdır ki, topun peşinde koşan 22 futbolcudan bazıları kahramanımız, bazıları da tabir-i caizse düşmanımız olur sırf bu yüzden. Galatasaray ile Manisaspor arasında oynanan bir maç sonrasında alınan mutluluk ve haz ile bir derbiyi galip bitirmenin verdiği haz bambaşkadır, karşılaştırılması günahtır...
Benim için Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi de çok özeldir. Hatta bu derbi belki de en güzedir :).
Neden mi? Genellikle, Beşiktaşlı arkadaşlarım ile Fenerbahçeli arkadaşlarımınla oturup beraber izleriz bu maçları. Maç esnasında stresten tırnaklarını yiyenler, şişe şişe biraları devirenler ve bağırıp çağıranların arasında, elimde birayla rahat rahat oturup izlediğim, stresten uzak olmanın verdiği gevşeklik ile geyik muhabbeti yapıp Erman Toroğlu vari yorumlar yaptığım için tabi ki...
Şimdi evden çıkıp, arkadaşımla buluşup maçı izlemenin zamanı geldi. Benim eğleneceğim, derbiden zevk alacağım kesin. Umarım Beşiktaşlı ve Fenerbahçeli arkadaşlarım ve sizler de zevk alırsınız.
Umarım hak eden kazanır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder