12 Haziran 2009 Cuma

Bas Bas Paraları, Al Al Kaka'ları...

Avrupa'da ligler devre arasına girdiğinde en çok konuşulan isimdi Kaka Leite. Arap sermayesini arkasına alan Manchester City, 120 milyon euro'luk çok uçuk bir teklifle Milan'ın kapısı çalıp, Allah'ın emri peygamberin kavliyle istedi Milan taraftarının biricik Kaka'sını. Berlusconi, teklif edilen bonservis bedelini duyunca Kaka'yı şutlamak için her şeyi yaptı. Ama Kaka kendisine önerilen yıllık 12 milyon euro'luk ("söylenti") teklifi geri çevirip, "Ben Milan futbolcusundan çok koyu bir Milan taraftarıyım, ve takımımı paraya satmam" dedi, ve gitmiyorum uleynn diye resti çekti Berlusconi ve Galliani'ye.

Milan'ın ateşli ama bir o kadar da dengesiz taraftar grubu Curva Sud, Kaka'nın gitmemesi için açtığı pankartlarla, Kaka'yı satan bizi de satar tezahuratlarıyla Kaka'yı bağrına bastı. Koyu bir Milan taraftarıyım diyen Kaka, Curva Sud desteğini de arkasına alınca, başladı bol bol forma öpmeye, elini kalbine götürüp Milan sevgisini göstermeye. O dönemlerde İtalyan ve İspanyol medyasında Kaka'nın Calderon'a söz verdiği, sezon sonunda Real Madrid'e gideceği, bu nedenle Arapların teklifini reddettiği yazılıp çizildi. Milan taraftarı hiç bir zaman inanmadı bu haberlere, dedikodu bunlar kardeşim, rahat bırakın Kaka'mızı dediler hep.


Gel gelelim, Milan'da futbolu bırakacağım diyen koyu Milan taraftarı Kaka, sezon biter bitmez kendini pazarlıyıverdi Real Madrid'e. Sonra da utanmadan çıkıp televizyonlara "Milan'dan ayrılmayacağım, yüce Milan taraftarına hiç bir yere gitmeyeceğimi söylemek istiyorum" dedi.
Ama Kaka'nın sölediklerinin hiç birisi doğru çıkmadı. Brezilya'da, milli takım kampında gülücükler saçarak, yılda 9 milyon euro maaşa Milan'ı ve Milan taraftarını satıverdi. Bastı imzayı, sonrasında da 5 numaralı Madrid formasıyla verdi pozunu basına.

En acı anları yaşarsınız, forması için öleceğini düşündüğünüz adamın sizi yüz üstü bırakıp para için sizi yarı yolda bıraktığında. Milan taraftarı da bunu yaşadı. Hem de zengin çocuğu, para da pulda gözü olmayan (!) Kaka'cıklarından.

11 Haziran 2009 Perşembe

Perez'in Paraları, Üzer Katalanları...



Real Madrid için ikinci Los Galácticos dönemi başladı. Önce Gaziantepspor'un kapısından dönen zengin aile çocuk Kaka, sonra Lisbon sokaklarında büyüyen Portekizli Küçük Emrah C.Ronaldo, Perez Amca'nın Santiago Bernabéu tribünlerine armağanları oldular.

Perez, Real Madrid'teki ilk başkanlık dönemi öncesinde Figo'nun Madrid forması giyeceğini söylediğinde, herkes bunun ucuz bir seçim propagandası olduğunu düşünmüştü. Ancak, Perez göreve gelir gelmez, Figo'yu tuttu elinden getirdi Madrid'e.

Perez, son başkanlık seçimi öncesinde de, 300 milyon euro'luk transfer bütçesi ayırdığını, Kaka, Ronaldo ve D.Villa'nın Di Stefano tarafından takdim edilecek olan Real Madrid formalarını giyeceğini söylediğinde, yine kimse inanmadı bu adama. Bu krizde 300 milyon euro ve Kaka - Ronaldo - D.Villa üçlüsü çok uçuk gelmişti.

Perez Amca, allem etti kullem etti hem Kaka'yı hem de Ronaldo'yu getirdi İspanya'ya. Gerçekten de akıllı adam vesselam. Kaka Brezilya'dayken, Ronaldo Amerika Birleşik Devletleri'nde gezerken attırdı imzaları. Bütün İspanya, hatta bütün dünya bu imzaları konuşuyor iki gündür. Elbetteki bir iki hafta sonra gündemden düşecek bu transferler. Ama tam ilgi azalmışken, bu sefer iki yeni transferinin kollarından tutup olası D.Villa transferi ile birlikte imza şov yaparak basına tanıtacak yeni yıldızlarını, tüm dünya tekrar Madrid'i konuşacak.

İspanya'nın diğer yüzü Barcelona'nın bu sene işi gerçekten zor. Laporta daha sezon başlamadan 2-0 yenik duruma düştü Perez karşısında. Muhtemel Eto'o - İbrahimoviç takası konuşuluyor Katalan medyasında. İnşallah bu transfer gerçekleşmez de, en sevdiğim forvet olan İbra, kin kustuğum Barcelona formasını giymez.